Tütün kullanımı ve astım

Astım, her yaş grubunu etkileyebilen kronik seyirli bir akciğer hastalığıdır.

Astım hastalarının hava yollarında meydana gelen daralma nedeniyle nefes almaları zorlaşır. Sigaranın da içinde olduğu tütün ürünlerinin kullanımı ile astım konusunda bazı bilgiler aşağıda sunulmuştur:

  1. Astım hastalığı erken ölümlere neden olur, yaşam kalitesini geriletir.
  2. Sigara içimi havayollarındaki inflamasyonu artırır. Bu nedenle sigara içenlerde astım gelişme vardır.
  3. Sigara içen annelerin bebeklerinin akciğerleri daha küçük olma eğilimindedir ve bebeklerin çocukluk döneminde astım gelişme riski vardır.
  4. Tütün dumanına maruz kalan çocuklarda astım gelişme riski daha yüksektir.
  5. Adolesan dönemde sigara içmek astım gelişme riskini artırır, mevcut durumu kötüleştirir.
  6. Erişkin dönemde sigara içmek astım gelişme riskini artırır, mevcut durumu kötüleştirir.
  7. Astım hastalarının sigara içmesi semptomları kötüleştirir, ilaçların etkisini azaltabilir. Astım atağı geçirme riskini artırır, astım hastalığının yönetimi zorlaşır.
  8. Elektronik sigaralar ve diğer nikotin salıveren sistemler astım semptomlarının kötüleşmesi ve solunum yolu sorunlarının gelişme riski konvansiyonel tütün ürünleri (sigara) ile benzerdir.

Tütün dumanından korunmak başta astım olmak üzere solunum yolu hastalıklarının önlenmesi ve yönetimi için esastır. Tütünün bırakılması astım semptomlarının gerilemesini, yaşam kalitesinin artmasını, havayolunun aşırı duyarlılığını azalmasını sağlar. Sigarayı bırakmış astım hastaları halen sigara içenlerle karşılaştırıldığında semptom kontrollerinin daha iyi olduğu görülmektedir.

Astımı olan çocukların pasif etkilenim ve üçüncü el duman etkilenimine karşı savunmasızdırlar. Bu nedenle, bırakma hizmetleri sigara içen ebeveynlere ve aile bireylerine sunulmalıdır. Bırakma danışmanlığı ve farmakolojik tedaviyi içeren kapsamlı bırakma desteğinin sağlanması gerekir.

Astım hastalığının doğru yönetimi için sadece bırakmaya odaklanmak yeterli olmaz. Tüm kapalı kamusal alanların, işyerlerinin ve toplu taşıma araçlarının tamamen tütün dumansız olmasını sağlayan politikaların uygulanması da tütün kontrolü adımlarının bütünlüğü açısından gereklidir.

Dilek Aslan, 25.8.2024

Kaynak

  1. WHO, tobacco and asthma. https://www.who.int/publications/i/item/9789240097537 Erişim: 25.8.2024.

Acil durumlarda/krizlerde ruh sağlığını korumak…

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ruh sağlığının korunmasının önemini sıkça ifade eder. Acil durumlarda ruh sağlığının korunmasının bir başka önemi var elbette. Bazı tespitler aşağıda (1):

Duruma ilişkin

  1. Geçen 10 yılda kriz durumlarını yaşayan her beş kişiden yaklaşık birisinin (%22) depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluklar ya da şizofreni gibi ruh sağlığı sorunu yaşamaktadır. Depresyonun kadınlar arasında erkeklere göre daha sık görüldüğü ifade edilmektedir.
  2. Ciddi düzeyde ruh sağlığı sorunu olan kişiler krizlerde, acil durumlarda daha kırılgandırlar ve ruh sağlığı ve diğer temel sağlık hizmetlerine daha fazla gereksinim duymaktadırlar.
  3. Uluslararası rehberler ruh sağlığı hizmetlerinin en kısa sürede krizlerde sağlık hizmet sunumunun bir parçası yapılmasını önermektedir.
  4. Ruh sağlığı hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
  5. Sorunların sosyal boyutu da vardır. Örneğin, yakınların kaybı, sosyal ilişkilerin bozulması, güven duygusunda gerileme, insani krizlere yanıt sürecinde mahremiyetin sağlanamaması gibi durumlar mevcut sorunları olumsuz etkileyebilir.
  6. Ruh sağlığı sorunu yaşayan kişiler insani kriz durumlarında gıdaya ve diğer temel hizmetlere erişimle ilgili yüksek düzeyde kaygı yaşayabilmektedirler.

Ne yapmalı?

  1. Sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir.
  2. Ruh sağlığına yönelik temel destekler sunulmalıdır.
  3. Klinik düzeyde ruh sağlığı hizmetleri sağlanmalıdır.
  4. Ruh sağlığını iyileştirici müdahaleler sağlık profesyonelleri tarafından verilebilmelidir.
  5. Ruh sağlığı sorunu olan kişilerin hakları özel olarak dikkate alınmalı ve korunmalıdır. Bu grubun kırılgan bir grup olduğu akılda tutulmalıdır.
  6. Ruh sağlığı hizmetlerinin sağlık hizmetleri içinde entegrasyonu sağlanmalı ve sürdürülmelidir.

Ülkemizde depremler nedeniyle ruh sağlığı sorunları öncelikli sorunlar arasındadır (2). Dolayısıyla, sorunlarına ivedi bir şekilde ve özel olarak önem vermeliyiz.

Başarabiliriz.

Her zaman söylediğimi ve yazdığımı yeniden paylaşıyorum:

Ülkemizin mevcut nitelikli kapasitesini akılcı kullanarak, dayanışma içinde, sistem temelli, sürekliliği sağlayarak…

Dilek Aslan, 26.2.2023

Kaynaklar

  1. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/mental-health-in-emergencies
  2. https://cdn.who.int/media/images/librariesprovider2/default-album/emergencies/turkiye-earthquake–external-situation-report-no1–13-19-february-2023.tmb-479v.jpg?sfvrsn=75e0b70d_1

13 Şubat; Uluslararası Epilepsi (Sara) Günü

Her yıl Şubat ayının ikinci pazartesi günü Uluslararası Epilepsi (Sara) Günü etkinlikleri düzenlenmektedir. Günün amacı; epilepsi ile ilgili farkındalığı, gereksinimi olan her hastaya ilaçları ulaştırmasının önemine ilişkin farkındalık yaratmaya katkı sağlamaktır.

Epilepsi, her yaştan insanı etkileyen bulaşıcı olmayan/kronik bir hastalıktır.

Dünyada yaklaşık 50 milyon epilepsi hastası vardır.

Her beş hastadan dördü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır.

Her on hastanın yedisine doğru tanı konularak doğru tedavi edildiğinde nöbetsiz yaşanabileceği ifade edilmektedir.

Epilepsi hastalarının erken ölüm riski genel toplumda olduğundan üç kat daha fazladır.

Düşük gelirli ülkelerde yaşayan epilepsi hastalarının dörtte üçü ihtiyaç duydukları tedaviyi alamamaktadırlar.

Epilepsi hastaları damgalama ve ayrımcılık ile karşı karşıya kalabilirler.

Farkındayız…

Dilek Aslan, 12.2.2023

Kaynak

WHO, Epilepsy, https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/epilepsy